Haber şöyle başlıyor; " Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan, kadına şiddeti protesto etmek için, kadınları 41 gün seks, ev işi ve ütü yapmama grevine davet etti."
Sözüm ona iyi niyetli olan bu girişimle Bulan "duyarlı ve ilgili" bir başkan olarak adını duyururken, 41 değil, 1-2 gün sonra daha fazla dayak yemiş kadınla karşı karşıya kalacağının hiç farkında değil sanırım. Onun asıl derdi kendi reklamını yapmak; şiddeti durdurmak değil!
Hedef kadına şiddeti durdurmak olsa, bu tür bir protestonun sonuçlarının neler olabileceğini düşünür, vazgeçerdi. Karısını, sevgilisini halihazırda dövmekte olan bir adamı "döversen sana seks yok, ütü yok" diyerek durdurabileceğini düşünmek naiflik bile değil, aptallıktır! O adam daha da sinirlenip daha agresif ve yıkıcı olacaktır. Üstelik, diyelim ki bu yöntem tuttu; ya sonra? 41 günün sonunda ne olacak? "Dur bak bu yöntem iyi tuttu, bir 41 gün daha yapalım" mı diyeceğiz? Ömür boyu greve mi gideceğiz? Hepsinden de öte, sana şiddet uygulayan bir adama, kendi bedenini bir ödül-ceza yöntemi olarak kullanmak, vaziyeti "dayak varsa seks yok, dayak yoksa seks var", "veririm- vermem" haline döndürmek kendine ihanet değil de nedir? Erkeklerin şiddetine gerek yok; bu grevi uygulayarak biz kendi kendimize şiddet uyguluyoruz zaten.
Bu protestonun neticeleri ne olacak, merakla bekliyorum. Umarım düşündüğüm gibi olmaz...