31 Ocak 2011 Pazartesi

Kutsal Fahişeyim Çünkü...

"Çünkü ben ilk ve sonum
Onurlandırılan ve aşağılananım
Ahlaksız ve kutsal olanım
Zevceyim ve bakireyim
(Anne) ve kızım
Annemin uzuvlarıyım...
Anlaşılamayan sessizlik
ve sık sık hatırlanan düşünceyim

Tınısı çok katlı o ses
ve görünüşü çoklu o sözüm
Kendi adımın dile getirilişiyim"
"Kutsal Fahişe", Nancy Qualls-Corbett, Tavanarası Yayıncılık

Kendimi bildiğimden beri sekse merakım vardı. Mastürbasyona 6 yaşında başladım... İlk pornomu 7 yaşında seyrettim, tesadüfen de olsa... Bedenimi severim; ona bakmayı, onu aynada incelemeyi, kendimi okşamayı, öpmeyi... Onu iyi tanırım, tepkilerine önem verir, dikkat ederim, onu dinlerim...

Kutsal Fahişe adını seçtim çünkü kadın bedeninin, erkeğinkinden daha gizemli olduğuna inanıyor, cinsellikte günümüzdeki genel kanıların (erkeğin etken, kadının edilgen oluşu, seksin kadınlar tarafından istenmesinin ucuz, günah vs. oluşu, Bakire Meryem vb. birçok safsata)  çoğunun yanlış olduğunu düşünüyorum.

Anaerkil toplumlarda Kutsal Fahişe tapınılan bir varlıkken günümüzde hor görülmektedir. Ataerkil topluma neden geçildiği hem çok uzun hem de fazla ciddi bir konu olduğu için, bunu burada tartışmayacağım, en azından şimdilik... Hemen yeri gelmişken, bu yazıyı hala okumakta olan siz okuyucuya küçük bir iki açıklama; öncelikle, feminist değilim, feminizme inanmam, kadınların veya erkeklerin birbirinden üstün olduğunu değil, tamamlayıcı olduklarını savunurum. İkincisi, bu fazla ciddi girizgah sizi ürkütmesin, şimdiden sonra anlatacaklarıma altyapı sağlamak için biraz detaya girmem gerekti, hepsi bu...

Kutsal Fahişe kitabını ilk gördüğümde, "işte yıllardır aradığım tanımlama" dedim, evet ben bir kutsal fahişeydim. Küçükken fahişelik mesleğinin, hem seks yapıp, hem de üstüne para almanın muazzam bir fikir olduğunu düşünürdüm. İlk okul yıllarımda mastürbasyon yaparken ya fahişe yada playgirl olduğumu hayal ederdim. Toplum baskısı ve daha pek çok nedenle pratikte bunun pek de mümkün olmadığını artık bilsem de, özünde bu düşüncede bir kadınım.

Erkeklerin "boyunu ölçme" ile derdi olduğu gibi benim de "derinlik ölçme" derdim vardı küçükken. Nihayet bir gün merakıma yenilip elime geçirdiğim bir kalemi sokabildiğim kadar derine sokup derinliğimi ölçmüştüm. Ve tabi bekaretimi (ne çirkin tanımlamadır bekaret) bu şekilde kaybettim. Kasıtlı bir hareket değilse de, isabet olmuş.

İlk cinsel ilişkimi yaşadığımda 18'dim. Hem çok merak ediyor, hem de çok geriliyordum. Sevgilimle hep bir noktaya kadar gelip, iş benim donumu çıkarmaya geldiğinde duruyorduk. Bir yandan gerilirken, bir yandan da kendime müthiş kızıyor, kendime yediremiyordum. "Ben bile bunu mesele ediyorsam, seksi iyice tabulaştıranlar neler yapıyordur" diye de düşünüyordum. Burada tabi "ben bile" derken ukalalık yapmaya çalışmıyorum, seksi çok küçük yaştan beri merak eden, istekli bir genç kızın bile ne gibi korkular yaşadığının altını çizmeye çalışıyorum.

Çok fazla adamla birlikte oldum, çok fazla şey denedim, zamanla hepsini anlatacağım. Şu an için söylemek istediğim şey, tabuları kırmak zor... ama imkansız değil. Bu blogu oluşturmamın temel nedeni, konuşulmayanı konuşmak, paylaşılmayanı paylaşmak, farklı görüşler, yorumlarla karşılaşmak, tartışmak, yalnız olmadığımı (yada belki yalnız olduğumu) kendime göstermek.

Günlük aptal konulara saatlerce kafa patlatan ey insanoğlu, günde birkaç dakikanı seksi anlamaya ayırsan- seks zannedilen gel-gitler değil, gerçek seksten bahsediyorum- daha rahat, daha özgür olacaksın inan.

20 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Anaerkil toplum diye birşey olmadığını iddia etmeniz en hafif deyimle enteresan. şunu bilmenizi isterim ki şu an bile dünyada anaerkil topluluklar var, çok küçük de olsa (mesela Avustralya'nın kuzeyindeki Nagovisi'ler, Çin'in Yunnan bölgesindeki Mosuo'lar...)Anaerkil toplumlarda kadınlar daha üstündür demedim, hatta bilakis yazımda erkekle kadının birbirinden üstün olmadığına, birbirlerini tamamlayıcı olduklarına inandığımı belirttim. Tüm bunlara inanıp inanmamanız çok da önemli değil. Önemli olan, karşıdaki ile hemfikir olmasanız da, saygı göstermenizdir. " Çok uzun ve Ciddi bir konu olan bu konuyu bizimle burada tartışmak istememen böyle bir konunun zaten olmaması olabilir", cümleleriniz, "sadece boş bilgi yerine gerçek bilgi ve tecrübe aktar" gibi cümleleriniz, hele bir de "Ayrıca kafanda geçmişe yönelik veya Anaerkil bir sistemi düşünüp kafana yatıp , aa evet böyle neden olmasın gibi düşüncelerle bir model yaratman" diyerek bunların benim hayalimin ürünü olduğunu ima etmeniz hiç kabul edilebilir değil. Bütün bunların peşinden "yazdıklarına saygı duyuyorum" demeniz son derece aciz bir yumuşatma ifadesi, küstahlığınızı ve saygısızlığınızı hiç hafifletmiyor.
    "Birşeyler yazarken gene içinden geldiği gibi yaz" demişsiniz, teşekkür ederim, lütfetmişsiniz. Yazmamı istediğiniz konuları liste halinde verirseniz hepsini bir bir yazarım.
    Hem ayrıca bu blogu yazmaya başladığımda belirttiğim üzere, ismimi ifşa etmeyecek ve dolayısıyla istediğim kadar özgür yazacağım, "kimse herşeyini paylaşmaz ama sen rahat ol" gibi gazlara lüzum yok.
    "aaa bende de böyle olmuştu" diyerek egonuzu şişirmek mi istiyorsunuz, tam olarak neyin peşindesiniz bilmiyorum ancak yazdıklarıma inanmıyorsanız takip etmeme özgürlüğüne sahipsiniz.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Sn Trdoctor
    Şikayetçi olduğum şey üslubunuz, ben size üslupla ilgili itiraz ediyorum, siz bana cevaben "mal" diye hitap ediyorsunuz. Daha fazla söze gerek yok, beni sözlerinizle destekliyorsunuz...

    YanıtlaSil
  6. Mal kelimesini kullanmam üslubumu yansıtmıyor, O kelimeyle üslubumun dışına çıkmıştım o kadar. Ayrıca tartıştığımız şey konunun dışına çıktı o yüzden yorumlarımı siliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Başlangıcın güzel olmuş..

    Günlük aptal konulara saatlerce kafa patlatan ey insanoğlu, günde birkaç dakikanı seksi anlamaya ayırsan- seks zannedilen gel-gitler değil, gerçek seksten bahsediyorum- daha rahat, daha özgür olacaksın inan.

    YanıtlaSil
  8. Neden yazdığımın özeti... :)

    YanıtlaSil
  9. yukardaki yazı giris yazısımı bilmiyorum ama eger blog acmandaki gerekceni anlatıyorsa vallaha bravo. en azından bir tabuyu yıkdıgın icin ;) ("kadınlar herseyi icinde yasar" tabusu(zırvası) )

    *not uye oldugum site az oldugundan burada "aim" i secmek zorunda kaldım ama twitterda takipdeyim =)

    YanıtlaSil
  10. Yorumlarını sildiği için tam olarak ne demiş olduğunu bilmiyorsam da ve eğer gerçekten "Anaerkil toplum olmamıştır sadece hayal ürünüdür" gibi bir cümle kurmuşsa, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde yer alan "Ana Tanrıça-Artemis" heykelini, Çorum Arkeoloji Müzesi'nde bulunan "Ana Tanrıça-Kybele"(Kybele, Artemis'in erken dönemde Anadolu'da inanç sisteminde Ana Tanrıça ismidir ya da başka deyişle Kybele, geç dönemde Artemis olarak isimlendirilmiştir) heykellerini Yılın Lalesi ödülü olarak sayın Trdoctor'a sunuyorum!!! Rahmetli Ekrem Akurgal Hoca mezarında ters dönerdi o cümleyi görse.
    Artık tartışılmaz bir gerçek olarak kabul edilmektedir ki anaerkil toplumlarda, cinsiyetler arasında eşitlikçi bir yapı var-dı.Sınıfsal toplumun temelleri, ataerkil(erkek-üstün) toplum ile atılmıştır.Böylece kadınlar, eve hapsedilirken üretim araçları da erkeklerin kontrolüne geçmiştir.Erkek cinsi (buna ben de dahilim doğal olarak) üretim ve iktidar araçlarınsa sahip oluşunu kadın cinsiyeti üzerinde alabildiğine aleyhte kullanmıştır.Çok kabaca bir tanımlama olsa da ve bu yazının temel konusunu oluşturmasa da apaçık gerçekliktir bu.

    YanıtlaSil
  11. Avram Usta,
    Yorumun için teşekkür ederim, verdiğin bilgiler için.
    TrDoctor anaerkil toplumun hayal ürünü olduğunu, benim hayalimin ürünü olduğunu yazmıştı evet. Daha sonra tartışmaktan vazgeçip pılını pırtını toplayıp gitti...

    YanıtlaSil
  12. Kısaca; H ile başlayıp sinnn... ile biten bir cümle aslında, yeterli olurdu Onun için.
    Anaerkil toplum çağdışıdır dese, güler geçer ya da müstehzi tebessüm eder "Bu da bir görüştür(!) ve saçmalama hakkını kullanıyor" der geçerim.Ama ortada her türlü bulgu varken ve bu konuda onlarcayı bırak yüzlerce bilimsel kitap kaleme alınmışken saçmalama hakkı diye bir şey olamaz.
    Anaerkil toplumlarda, fahişelik denilen olgu aslında dinsel bir ritüeldir ve kutsal fahişeler, bu ritüelin tapınaklarda yerine getirilmesideki en önemli kişilerdir.Yani aslında hepsi birer rahibe ya da din insanıdır.Erkek ile birliktelikleri, toprağın doğrganlığına yani yaşama kaynak olmasına saygı duruştur.(Toprak, yaşamın sürekliliğinin gereği doğurgandır.Bahar ile birlikte tomurcuklanır ve canlıların, besin kaynağını her yıl yeniden doğurur.Erkeğin, ilişki sırasındaki döllemesi de toprağın tohumlanmasını simgeler.Yani doğurgan olan kadın, yaşamın da devam kaynağıdır.Erkek,bu kaynağı dölleyerek, toprağı kutsamış olur.
    Cinselliği yaşamın kaynağı ile bu derece içselleştirmiş bir toplumun bir kere ata-erkil olma olasılığı olamaz.Ata-erkil toplumların ilk yaptığı iş, kutsal fahişeleri "kutsal bakire"ye çevirmek olmuştur.Seks-cinsellik yasaklanmıştır.Kime yasaklanmıştır* Öncelikle kadına;böylece kadın, etken iken edilgen-leştirilmiştir.Arkasından, alt-sınıflara yasak getirilmiştir bu sayede.ÜSt sınıflar, yönetici sınıflar için hiçbir zaman bir yasaklama söz konusu olmadığı gibi tam tersi bu "kirli" kabul edilen ilişki biçimi( nasıl ki üretim araçları erkeklerin dolayısı ile yönetici sınıfların eline geçti ise ) yönetici sınıfların, "Senyör Hakkı", erkek evlat zorunluluğu, cariyeler, odalıklar, metresler aracılığı ile yine erkek-yönetici sınıf için geçerli olmamıştır.Konu antik dönemden olunca dayanamıyorum kusura bakma biraz uzattım lafı.:))

    YanıtlaSil
  13. şunu anladım o yüzden şunu söyleyeceğim:
    yalnız değilmişim meğer, haliyle sen de değilsin =) bir de şimdi daha çok sevdim seni yahu!

    ha bi de: "hem seks yapıp hem de üstüne para almanın muazzam bir fikir olduğunu düşünürdüm" ahahahh aynen anacım, aynen =)

    YanıtlaSil
  14. Ben bişeye takıldım o da; Niye sözünde durmuyosun! :) Yaşadıklarını yazacağını yazmışsın ama ben pek göremiyorum, ne iş. Bol bol felsefe var yazılarda gerçekler nerde bakiim gerçekler yaşanmışlıklar. Ben anlamam söz vermişin aha bu yazıda, bekliyom ben.

    YanıtlaSil
  15. HayatVEtavla,
    Bu yazı ilk yazılarımdan biri. Başlarken, ilerleyen günlerde ne yazacağımı planlamamıştım ama evet burada yazdığımdan daha teorik gidiyor şimdiye kadarki yazılarım, haklısın. Konu seçerken biraz o gün nereden eserse onu yazıyorum ama kendimden örnekler de veriyorum, hakkımı yemeyiniz ;) Yine de, bu sitemini ileriki yazılarımda göz önünde bulunduracağım...

    YanıtlaSil
  16. müthişsin... kendimi sana o kadar yakın hissettim ki.. bu güzl blog için teşekkürler...

    jeanne achterberg'in kadın şifacılar kitabını da tavsiye ediyrum..

    durma, doğrsun, yalnız değilsin.

    YanıtlaSil
  17. Adsız, (keşke "adlı" olsaydın...)
    Asıl yorumun için ben teşekkür ederim... Birlikte çoğalacağız.

    YanıtlaSil
  18. Dişiler (dişi dedim çünkü kız(bakire),kadın,bayan,hanımefendi,karı vb. gibi ayrımlar bana oldum olası saçma geliyor,erkek-dişi mantığından yola çıkarak dişi diyorum,demeyi tercih ediyorum)..Her dişinin içinde gizil bir fahişe olduğunu yıllardır derim..Kimisi farkında değildir,kimisi farkındadır yaşayamaz,kimisi de farkındadır ama üstünü örter..Ama Freud'un da dediği gibi:''dürtülerinizi bastırmayın yoksa ileride çok daha fena halde ortaya çıkarlar'' bilhass türk kadınları bu konuda zorlanıyor,haklılarda...Türkiyedeki aile,çevre,sosyal,mahalle vb. baskılar onları zor da bırakıyor..Ben bdsm master'ım 4 farklı ülkede yaşadım 60 küsür kadınla oldum ve hemen her çeşit sex deneyimini yaşadım ve gördüm ki kadınlarda (hangi millet,ülke ya da ırktan olursa olsun) en az erkekler kadar sexe düşkün ve hemen hepsinde gizil bir fahişe yatıyor.Bu içlerinde fahişenin derecesi ama az ama çok,fakat içlerinde bu var.Bunu yadırgamıyorum hatta bütün kölelerimi,sex partnerlerimi fahişelik konusunda eğittim,öğrettim,yaşattım,yaşatıyorum.Örneklere girmeyeyim konu uzar gider ama biliyorum ki,türkiyede pek çok fahişe ruhlu kadın var ve içlerinde yaşamak zorunda kalıyorlar..Öte yandan yine tecrübelerimden öğrendiğim kadarıyla kadınların % 80 nin de ortak iki fantazi var..Tecavüz ve grup sex...!! neden böyle olduğunun mentalitesine girmeyeceğim ama bu iki fantazi çoğunda ortak...Demem o ki uygun fırsat,ortam ve partner olduğunda pek çok dişi içindeki fahişeyi rahatça yaşamak istiyor ve yaşamalı da..Sen ve bir başka yorumcu para ile ya da parasız fahişelik demiş..Merak ediyorum demiş..Ben pek çok köleme ve normal sex partnerlerime bu fantaziyi yaşattım..Diyeceğim o ki kendinizi sınırlayın,sadece ve sadece doğru partneri seçmeyi bilin,bakın o zaman her şey nasılda keyifli ve güzel oluyor...

    YanıtlaSil
  19. Yazımın sonunda sınırlayın yazmışım,''sınırlamayın'' yazacaktım,orayı da düzeltirsek sevinirim böylece anlam karmaşası olmaz,üstelik tüm yazımın anlamı yitip gitmiş olur.''Sınırlamayın'' diyecektim orada,böylece düzeltmiş olayım ki yazımın anlamı farklı bir hale bürünmesin..Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  20. kibele varken anaerkildi dunya
    kadinin dogurganliginda erkegin rolu anlasilinca ataerkil oldu
    istemli mi istemsiz mi?

    YanıtlaSil

Konu ile ilgili olmayan yorumlarınız yayınlanmayacaktır.