Malum, seçimler yaklaşıyor. Bunu Tayyip Bey'le Kemal Bey'in kah çocuksu atışmalarından, kah bel altı vuruşlarından görmek mümkün. Seçim günü yaklaştıkça agresivite artıyor.
Ülkemde ılımlı İslam, türban, yolsuzluk, Ergenekon gırla giderken, eğitim, sağlık ve dahi evlere imam hizmeti sunulurken, elbette ki cinsellikten bahsedilmiyor. Politika ile seksin ne ilgisi var, öyle değil mi? Biz politika ve seks kelimelerini aynı cümle içinde görürsek aklımıza ya Berlusconi gelir, ya Clinton- Monica Lewinsky skandalı.
Oysa cinsellik, eğitim gibi, sağlık gibi temel sorunlardan biri. Dahası temel ihtiyaçlardan da biri. Cinselliğin bir ihtiyaç olması bir yana, cinsel kimliklerimizle ilgili de konuşulmayan, tartışılmayan pek çok sorun var. Cinsel ayrımcılık diyince aklımıza Türkiye'de kadınların eşit olmaması geliyor, ki bu da zaten kanayan yaralarımızdan biri, ancak tek yaramız değil. Gay ve lezbiyenler YOK gibi davranılıyor. Kadının adı yok, Gay'in adı yok... Tek sorun cinsellik değil, cinsel kimlik de çok ciddi bir sorun Türkiye'de. Hor görülmemek, ayıplanmamak, taşlanmamak için... Saygı görmek için... İş bulmak için... Errrrrrrrkek olmak zorundasınız, gay'lere geçit yok!
Dünyada ilk kayıtlı politik Seks Partisi The Sex Party.
Parti John Ince adlı avukat tarafından kurulmuş. Aktif olarak çalışıyor, imza topluyor, kampanyalar, canlı performanslar yapıyorlar.
Parti tüzüğündeki maddelerden bazıları
Eğitim sistemini değiştirmek, cinsel eğitim verilmesini sağlamak
Sekse olumlu bakan bir halk oluşturmak
Sekse yönelik olumsuz yasaların değiştirilmesi
Parti üyeleri, seks hakkında ne kadar pozitif ve rahat bir toplum oluşturulursa, o kadar mutlu bir topluluk olunacağını savunuyor.
Sırada Avustralya Seks Partisi var. 2010 seçimlerinde adından epey söz ettiren bu partinin sloganı "where you come first!" ("Sizin ilk geldiğiniz yer" şeklinde çevrilebilir). Kelime oyunu da çok manidar! Neyse efendim, bu partinin de tüzüğüne bakacak olursak:
Gay- lezbiyen evliliği
Cinsel tercihin günlük hayatta ifade özgürlüğü ve sansüre karşı hareket
Cinsel kimliğini ve cinselliğini ifade özgürlüğü
ve bunun gibi pekçok madde var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Work Choices (İş Seçenekleri) kampanyasını hedef alan Seks Partisi, Jerk Choices (Boşalma Seçenekleri) adında bir reklam kampanyası hazırlamış. Okuduğuma göre bu kampanya 2010 Ağustos'unda, Avustralya'da seçimler olduğu sırada youtube'da en çok seyredilen link! Partinin ilk seçimlerde sandalye elde edememesine karşın %2 oy alması bana kalırsa oldukça başarılı.
İlk yazılarımdan birinde dediğim bir şeyin, bu iki politik partinin çıkış noktasına çok paralel olduğunu görüyorum ve oyumu seks partisine veriyorum!
"Günlük aptal konulara saatlerce kafa patlatan ey insanoğlu, günde birkaç
dakikanı seksi anlamaya ayırsan- seks zannedilen gel-gitler değil, gerçek
seksten bahsediyorum- daha rahat, daha özgür olacaksın inan."
http://en.wikipedia.org/wiki/Sex_Party_(British_Columbia)
sence türkiyede böyle bir partiyi kim kurmalı?
YanıtlaSilbiz kuralım işte yahu ;)
YanıtlaSilbu arada eline sağlık kutsal fahişe. hem bilgilendik hem de aldık mesajları ;) yalnız cinsel "tercih" değil de "yönelim" demek eşcinsel kişilere daha saygılı bir tutum olur sanırım. bu bilgileri aldığın parti tüzüğü böyle yazmışsa, diyecek pek birşey yok tabi.
Avustralya ilgi alanımda olduğu için bu kadın'ı ve kurmuş olduğu partiyi biliyorum. Fakat seçimlerde kaybettiler.
YanıtlaSilbence çok daha kutsal bakmalıyız şöyleki!!
YanıtlaSilhepimiz birer sex hücresi isek ve bu tabu ise
bilinçli ayıpsanıp öteleniyorsa
aynı dinsel mantıkla bakıp
bir TARİKAT yaratmalıyız...
AŞK VE TUTKUYLA SEVİŞENLER TARİKATI...
eylem biçimi kuralsız tabusuz ve kaygısız sex olmalı ki...
anarşist duygularla tutkuyu ve ihtiras ateşiyle yakabilmeliyiz meşaleyi...
bythe way,
YanıtlaSilTürkiye'de böyle bir partiyi kuracak bir babayiğit olduğunu düşünmüyorum.
Lalehan,
Tercih ile yönelim kelimelerinin farkını anlayamadım. Tercih diyerek negatif bir algı mı uyandırıyorum?
beni güney kore'ye uçur,
Seçimleri kaybetmeleri önemli değil, cinsellik konusunda farkındalık yaratmaları önemli.
Narkisoss
Kolektif bilinç iyi hoş da, kolektif harekete mensup kişiler bazen "ben"liklerini unutuyorlar. O nedenle bu tür oluşumlara da çok sıcak bakmıyorum. Yine de hayalgücünü takdir ettim ;)
Gang Bang partisi kuralım daha vurucu olur.
YanıtlaSillalehan'ın dediği doğru eşcinsellik bir tercih değil yönelim. nasıl heteroseksüellik doğuştan gelen bir yönelim ise, gaylik, lezbiyenlik vs vs de yönelim=)
Bende eskiden tercih diye kullanırdım ama yönelimmiş doğrusu.
O halde ilk toplantımızı ne zaman yapıyoruz :P
YanıtlaSilKısmen katılıyorum, çoğunluğunki yönelim ama tercih ettiği için gay olan bir azınlık da var bence.
aa daha yeni fark ettim meğer soru sormuşsun =/
YanıtlaSiltabi mutlaka tercih ile de vardır. yoktur diyemeyiz. ama eşcinselleri dinlediğimizde genel olarak edindiğimiz izlenim bunu isteyerek yapmadıklarıdır. hatta dışlanma korkusuyla bastırmaya çalışan ama sonra doğasını yadsımayı bırakanları da biliyorum. o yüzden, genele hitap etmek adına yönelim diyelim derim. yoksa tabii ki vardır kutsalcığım ;)
sevgiler
@Adsız,
YanıtlaSilYorumun için teşekkür ederim. Sorularına gelince, bu sorduklarının bazılarına bugüne kadar yazılarımda yer verdim (blogu yazma amacım, tepkiler, vb konular ilk yazılarımda hep işlediğim konulardı). Bilgim, okuduklarım, dinlediklerim, yaşadıklarım, araştırdıklarımın bir bileşimi. Bu konuda bir eksper değilim, maksadım bunların mümkün olduğunca çok tartışılması. Blogda porno olmayışının özel bir nedeni yok. O konuya direkt olarak hiç değinmemişim demek ki henüz ancak özellikle porno yayınlamamış değilim. Sırada bekleyen veya "şunu niye yazmıyorsun" denen pek çok konu var. Kendimi neden anlatmadığımın cevabı da yine "seksi blog mu seks blogu mu" yazımda var. Maksadım kendi seks hayatımı ortaya dökmek değil, genel olarak seks hakkında farkındalık yaratmak. Tabi ki bazen kendi yaşadıklarımdan örnekler veriyorum, bu yazıların hepsinde benim izlerim var... Blogumu soğuk bulmuşsunuz, olabilir, yorum meselesi. Özel olarak niyetlenip yapmış olduğum bir şey değil ancak yazı stilimin, tarzımın internetteki bazı bloglar gibi olmamasına özen gösterdim. Düzgün Türkçe kullanmak ve benzeri bazı konularda özen gösterdim.
Bazı yorumlara cevap vermememe gelince, bilakis mümkün olduğunca yorumlara cevap veririm ancak bazı yorumlarda cevap verilecek bir soru yok. O nedenle bazılarını yorumsuz bırakıyorum. Bazı yazılardan sonra da bir kaç yorumun birikip genel bir tartışma ortamı olmasını bekliyorum cevap yazmadan önce. Böylelikle, hep birlikte tartışabiliyoruz konuyu.
"Çocuklar, gelecek, ne olacak bu seksin hali" ve daha bir çok soruna gelince, hep birlikte göreceğiz. Bunları tartışmak için açtım ben de bu blogu zaten...
Son olarak, benim de bir yorumum olacak senle ilgili. Adsız olmak yerine bir nick alsan daha iyi olur, üye olmayan herkesin yorumları Adsız olarak çıktığından her zaman aynı Adsız'la mı konuştuğuna emin olamıyor insan. Ayrıca bu yazdıklarım da, bloga girip okumazsan, mailine düşmüyor. (Ayrıca, biraz da kaçak oynadığını düşünüyorum Adsız'ların).
"Görüşmek" üzere,sevgiler
Bundan sonra adsız olmayım peki. "seburo" olarak yazayım.
YanıtlaSil