26 Şubat 2012 Pazar

Mart Kapıdan Baktırır,Kazmayı Küreği Kafana Kaktırır

Her sene olduğu gibi bu yıl da Mart ayının gelmesiyle birlikte Kadın Haftası, Kadın Günü, Kadın Ayı vb. konu başlıklı tartışmalar, paneller ve daha bir sürü saçmalık yazılacak, çizilecek, yapılacak, edilecek. Geçen yıl bu zamanlarda yazdığım Kadının Canı Yok yazısına tepkiler gelmişti "niye Kadınlar Günü'nü kutlamaya karşısın?"diye... Karşıyım çünkü bütün sene oturup yalnızca Mart ayı boyunca bu konunun konuşulmasını doğru bulmuyorum. Karşıyım çünkü kalan 11 ayda da bir çok şiddet, töre cinayeti, çocuk gelin, N.Ç.  vb. vaka meydana geliyor ama biz onları sadece birer "vaka" olarak görüyor, insan olduklarını umutuyor, okuyup geçiyoruz. 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.'yi, "rızası var" diyen mahkemeyi Twitter'da kınamak değildir gerçek protesto. Gerçek protesto kendini o çocuğun yerine koyup mücadele etmek, sokaklara dökülüp yürüyüşler yapmak, yasa tasarısında iyileştirme yapılması için bastırmak, Uçan Süpürge, KaDer, Mor Çatı ve benzeri kuruluşlara destek vermekle olur. Kadın Günü karanfil dağıtmakla değil, kadınlara sahip çıkmakla olur. Ve bizim bu konuda yiyeceğimiz 40 bin fırın ekmek var...



Konuyla ilgili bir kaç istatistik:
  • Tüm kadınların % 25'i Fiziksel şiddete uğruyor.
  • Şiddete uğrayan kadınların %75'i eşi tarafından şiddete uğruyor.
  • Şiddete uğrayan erkeklerin % 75'i aile dışından gelen şiddete uğruyor.
  • Cinayet sonucu ölen kadınların %40-70 eşi tarafından öldürülüyor.
  • Tecavüze uğrayanların %50 si 18 yaş altında ve bunlardan %10 erkek çocuk gerisi kız çocuktur.
  • Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor.
  • Daha çok 7-9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor.
  • 5-10 yaş arası çocukların %55'i ensest mağdurudur.
  • 10-16 yaş arası çocukların %40 ensest mağdurudur.
  • Cinsel saldırganların %75'i tanıdık biridir.
  • Ensest olaylarında faillerin %50'si öz baba ve sırasıyla amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır.
  • Acil yardım hattını arayan kadınlardan % 57'si fiziksel şiddete, % 46,9'u cinsel şiddete, % 14,6'sı enseste ve % 8,6'sı tecavüze maruz kalmıştır.
  • 1995'te başkent Ankara'daki gecekondularda yaşayan kadınlar arasında yapılan bir araştırma, kadınların % 97'sinin kocalarının saldırısına uğradığını ortaya koymuştur.
  • 1996'da orta ve yüksek gelir gruplarında yer alan ailelerle yapılan bir araştırmada, soruların başlangıcında kadınların % 23'ü kocalarının kendilerine karşı şiddet kullandığını söylemiş, fakat belirli şiddet tipleriyle ilgili sorular sorulduğunda bu oran %71'e yükselmiştir.
  • Başka bir araştırma, kadınların % 58'inin yalnızca kocalarından, nişanlılarından, erkek arkadaşlarından ve erkek kardeşlerinden değil, kadın akrabalar da dahil olmak üzere kocalarının ailesinden de aile içi şiddete maruz kaldığını tahmin etmektedir.
  • Bir grup orta ve üst sınıf kadının % 63,5'unun cinsel tacizin bir türüne maruz kaldığı bulgusuna ulaşılmıştır.
  • Bir araştırmaya göre, şiddet sonucu ölen 40 kadından 34'ü evde ölmüş, 20'si asılmış ya da zehirlenmiş, 20'sinde öldürüldüklerine dair kesin belirtiler görülmüş ve 10'u da ölmeden önce aile içi şiddete maruz kalmıştır.
  • Türkiye'nin kuzeybatısında yer alan Bursa şehrindeki halk sağlığı merkezlerinde yapılan bir araştırma, kadınların % 59'unun şiddet kurbanı olduğunu ortaya koymuştur.
  • Mor Çatı'nın 1990 ile 1996 yılları arasında 1.259 kadın arasında yürüttüğü bir araştırma, kadınların % 88,2'sinin bir şiddet ortamında yaşadığını ve % 68'inin kocaları tarafından dövüldüğünü göstermiştir.
  • Ankara'da yapılan başka bir kadın araştırmasına göre, kadınların % 64'ü kocalarından, % 12'si ayrıldıkları kocalarından, % 8'i birlikte yaşadığı erkeklerden ve % 2'si de kocalarının ailesinden şiddet görmektedir. % 60'ı, kocalarının kendilerine tecavüz ettiğini söylemiştir.
Daha fazla bilgi için

6 yorum:

  1. istatistikleri okurken bir an buz gibi ürperdim.. şu erkeklik gururu denilen kavrama çok takılıyorum ben, en basit örneklerinden biri de şu: aldatma olayı. erkek aldattığında kadının kabul etmesi ve affetmesi bir nebze anlaşılıyor, insanlar olabilir diyor (bence çok saçma), ama tam tersi olsa bakış açısı bir anda tepetaklak oluyor. erkek için kabul edilmez bir şeymiş gibi görülüyor.

    YanıtlaSil
  2. Suçlu bir kişide aranmasa biz şu hayatta herşeyi çözeriz herhalde. Sadece öldüreni değil ölenide, şiddet göstereni değil görenide suçlu görmek lazım.

    YanıtlaSil
  3. @Haplo,
    İstatistikler maalesef çok kötü. Aldatma konusuna gelince, o biraz coğrafyaya göre de değişiyor, her ne kadar, senin de dediğin gibi, terazide erkek tarafı ağır bassa da...
    @Adsız,
    Bakış açına göre hemfikir olup olmadığıma karar verebilirim ancak. Bu söylediğinin altını nasıl bir açıklamayla dolduruyorsun? "Kadınlar kurban psikolojisini üzerlerinden atsınlar ve kendilerini korumak için aktif rol alsınlar" ve benzeri argümanların varsa katılabilirim, tartışabilirim hatta destekleyebilirim. Yok "her suçu da erkeklere atmayın" ya da "öldürüyorsa tahrik edilmiştir" benzeri şeyler söyleyeceksen senle hemfikir olamam, hatta tartışmam, tartışamam.

    YanıtlaSil
  4. Dikkat edersen suç müşterektir diyorum. Bir tarafı savunup öbürünü normal karşılamıyorum. İki tarafta hatalıdır. Bilinçsizdir. Bilinçlenmesi gerekir. Şiddet suçtur, tahrik suç değildir denmemelidir. Öldürmek suçtur, tahrik suç değildir denmemelidir. Birazda mağdurun üzerine gidilirse sorunlar daha kolay çözüme kavuşacaktır. Aslında şu daha doğru, şiddet uygulayanda, uygulananda, katilde maktulde toplumsal dürtüyle oluşur. İki kişide suçlu yada hatalı değildir. Bir kişinin şiddete uğramasında, ölümünde gerçekte 10'larca kişinin parmağı vardır. Ama sadece öldüren suçlu. Yanlış. Çok yanlış. Bu şekilde şiddet, cinayet bitiremeyiz.

    YanıtlaSil
  5. Bakın şu videoyu izleyin.

    html kodları

    Böyle video yaparsanız erkek der ki, onun hiç mi suçu yok. O da öyle yapmasın. Haklı mı, haklı? Ama videonun cehalet kısmı güzel olmuş.
    Tek kişiyi suçlu görüp, kendini suçlu kabullenmemek, kendini doğru görme hatasıdır ki bu sizin mağduriyetinizin devamlılığını sağlar. Şiddet, cinayet uğrayışlarının sürekliliğini sağlar. Hiç bir sorunda, hiç bir zaman tek kişide hata yoktur.

    Bilinç, cehalet önemli nokta.

    YanıtlaSil
  6. Sosyal medyada 8 Mart'ta şöyle bir söz okudum: "Kadınlar günü bu gece saat 00.00 da bitecek. Ardından 364 gün sürecek erkekler yılı başlayacak." Bunu yazan bir erkekti; objektifliğine şapka çıkardım.

    sevgiler.

    YanıtlaSil

Konu ile ilgili olmayan yorumlarınız yayınlanmayacaktır.