13 Şubat 2011 Pazar

Gerekirse Sik, Yeter ki Elleme!

Yazılarımda sürekli değiniyorum; bedenimizi tanımıyoruz! Bedenimizi sevmiyoruz! Daha kendi bedenimizi tanımazken, nasıl ve nerelerden zevk aldığımızı bilmezken, bir başkasının bize zevk vermesini beklemek ne kadar reel? Sanal beklentiler içinde, kendimizi kandırıp duruyoruz.
Bedenimizi, beynimizden ayrı düşünüyoruz. Sanki beynimiz, bedenimizin içinde değilmiş gibi... 5 duyumuzdan bihaber yaşıyoruz, onları sürekli kullandığımızı farketmiyor, yeri geldikçe gelişigüzel kullanıyoruz. Oysa varoluş, beden aracılığıyla gerçekleşiyor. 5 duyumuz her eylemimiz için çok büyük önem taşıyor, cinsellik de dahil olmak üzere. Görmek, duymak, tatmak, koklamak, hissetmek olmaksızın seksten bahsetmek olası mı?..
Her insanın karakterinin farklı olması gibi, her birimizin yaşanmışlıkları, tecrübeleri de ayrı. Ve tabi dolayısıyla, sevdiklerimiz ve sevmediklerimiz de... Dünyaya geldiğimiz andan itibaren sürekli bir mesaj bombardımanı altındayız. Bu dış etken bombardımanı da yine 5 duyumuz aracılığıyla ulaşıyor beynimize, yeni kokular, yeni tatlar... İlk deneyimlerimizi oluşturuyor, ilk kodlanmalarımızı tecrübe ediyoruz.
KODLANMA: beynin, bir olay veya olguyu, başka bir olay veya olguyla ilintilendirmesi, çağrışım kurması. (Kodlanmaya basit bir örnek; çocukluğunuzda komşunun evinden gelen kurabiyenin kokusunu şu an bir yerde duyduğunuzda, zihninizde çocukluğunuza, komşunun evine dönmeniz.) Kodlanmaların, 5 duyu sayesinde oluşturulduğunu söylemeye gerek yok, şüphesiz...
İlk kodlanma, hayatın tüm alanlarında olduğu gibi,sekste de var. Aslında bu, epey uzun ve kapsamlı bir konu. Üstelik pek çok farklı yönüyle incelenebilir. Ancak ben bu yazımda ilk kodlanmanın kişiyi nasıl etkileyebileceğinden söz edeceğim ve bunun kendimden yola çıkarak örneklendireceğim.
O zamanlar 15 yaşındayım. Yaz aşkım var, ilk öpüştüğüm çocuk... Onun benden önce uzun bir ilişkisi olmuş, ne kadar ne yaşadığını bilmiyorum ama benden çok tecrübeli olduğunu sanıyorum çocuk aklımla. Benle sadece öpüşmek, ki bu bile benim için bir ilk, ona yetmiyor. Bense onu kaybetmek istemiyor, biraz daha diretirsem, sevgilimin benden uzaklaşacağını hissediyorum (yine bir "vermezsem kaçar" hikayesi; ne acı, değil mi?). Nihayetinde bir gün yine öpüşürken, sevgilimin elini itmedim ve ne yapacaksa yapsın dedim. O da çok tecrübeli değil haliyle, 15 yaşında çocuk... Öpüşürken dikleşmiş olan memelerimi, kumandanın düğmesine basar gibi bastırıp, indirmeye çalışıyordu. Hiç zevk almadığım gibi, hem fiziksel olarak canım acımış, hem de duygusal olarak incinmiştim. İstemediğim birşeyi sırf erkeğimi kaybetmemek için yaptırmak, bende üzüntü- öfke karışımı bir duygu yaratmıştı.
Herkesin bir ilki vardır muhakkak, benim dokunulmayla ilgili ilk kodlanmam buydu. Üzerinden yıllar, biri sürü seksler geçti... İlk kodlanma geçmedi. Hala ben ne zaman sekse çok istekli olmasam, memelerimden anlaşılır. Adam o an içime girse, yine renk vermem, gerekirse orgazm taklidi bile yapabilirim, çok istekli olmadığımı anlamasını istemezsem bunu göstermemeyi başarabilirim... Yeter ki memelerime dokunmasın, o an memelerime asla ve asla dokundurtmam!

8 yorum:

  1. yok artık..memelerede dokunulmazsa, sexin masturbasyondan ne farkı kalır? yanlıs bir istek seninkisi kanımca

    YanıtlaSil
  2. "memelere dokunulmasın" değil yazıda anlatmak istediğim... ilk kodlanmaların, tecrübelerin nelere mal olduğunu anlatmıştım. kaldı ki sekste "yanlış istek" diye birşey olduğuna katılmıyorum. ben memelerime asla dokundurtmam demiyorum ancak öyle deseydim de "yanlış" olmazdı. bazısı memesine dokundurtmaz, bazısı şunu sevmez, bazısı bunu...

    YanıtlaSil
  3. bilmiyorum.bana gore sexde (esnasında) zaten ciftler yarı hayvani tavır takındıklarından, cogu zaman bu tarz rahatsızlıklarını bile unutuyolar o sehvet ile (bkz.anal sex, oral sex, ten kokusu vs..)

    ama tabiki ben size illada "niye rahatsız oluyomussun canım" demiyorum tabiki. yazının basında anlatılmıs dogru. ben kacırmısım o bolumu =)

    YanıtlaSil
  4. Böyle şeyler düşünmemelisin,düşünmemelisin,memelisin,meme..ah yine geldi aklıma:)

    YanıtlaSil
  5. fazla mıncıklanmak benim de hoşuma gitmiyor. göğüs dikleştirme ameliyatı zor bir ameliyat sonuçta. ve evet kodlama çok önemli ilk aşık olduğum adam onları ilk gördüğünde sanat eseri gibiler demişti ve hep canımı yakmadan okşadı sevdi. walla bak reklam falan yaptığım yok. sonra gelenler ne zaman hırpalar gibi davransa içimde birşeyler kırılıyor hala .

    YanıtlaSil
  6. @femme fatale, o göğüsler mıncıklanırken bir erkeğe dur denir mi yahu:) ilahi sende:))

    YanıtlaSil
  7. burada göğüs mıncıklama , elleme , okşama dan bahsedilmemesine rağmen hala garip ve anlaşılmaz yorumlar var. Burada anlatılmak istenen, o esnada yapılan hareket ne kadar etkileyici ve zevk verici de olsa o hareketin ilk uygulandığı andır miladıdır. Örnek ; (biraz farklı olacak) Dünyada seks yapan kadınların %70 i kulak memesinden öpülmesi onu orgazm a götüren bir yol olsa bunu okuyan bir kadın içinde o andan itibaren artık kulak memesinin öpülmesi orgazma giden bir yol olacaktır.Ancak bunu ilk uyguladığında kulak memesini öpen erkeğin ağzı kötü kokuyorsa , isterse kadınların % 100 ü bu konuda hem fikir olsun , artık o kadını seks ten soğutmak istiyorsan kulak memesini öpebilirsin.

    YanıtlaSil
  8. Yazımda bahsettiğim tam da bu replay. İlk kodlanma olumsuzsa, en zevkli şey bile zevk vermez. O nedenle "ilk"ler önemli...

    YanıtlaSil

Konu ile ilgili olmayan yorumlarınız yayınlanmayacaktır.